18.5.08

Biber dolması

Oğlumun cep telefonu ile çekmiştik bu yemeği de bir zamanlar! Sağ alt köşeye bakılırsa ne kadar uzun zaman önce yaptığım anlaşılıyor. Artık onun telefonu ile de çekemiyorum. Bu durum benim hiç hoşuma gitmiyor. Fotoğraf makinasına bir türlü sıra gelmiyor. Daha önce de bahsettiğim gibi evdeki ne kadar alet varsa arka arkaya bozuluyorlar. En son bilgisayar ekranımız bozuldu. İyiki eski bilgisayarın ekranını atmamışım. İşe yaramıyor artık modası geçti, kocaman yer kaplıyor diye düşünüyordum! Çok iyi olmasa bile orta halli bir fotoğraf makinası alsam hiç fena olmayacak!

Bu tarifi de yine "Fas Mutfağı" adlı kitaptan aldım. Kitapta verilen ölçüler bana çok fazla geldiği için tarifi göz kararı yaptım. Bizim damak zevkimize uygun olmadığını düşündüğüm baharatları listeden çıkardım. İlk defa kalın dolmabiberlerden dolma yaptım. Aşağıya esas tarifi yazacağım, isteyen ölçüleri kendine göre ayarlayabilir. Tarifte kabak ve domates de dolduruluyordu ama ben sadece biber kullandım. İç malzeme de çok fazla geldi. Kalan içi de daha sonra pilav niyetine tükettik.

4 domates, 4 kabak, 4 adet etli dolmalık biber (sadece biber kullandım)
2 domates
2 kaşık zeytinyağı
1 doğranmış soğan
2 diş ezilmiş sarmısak
yarım çay k. zencefil
yarım çay k. tarçın (kullanmadım)
1/4 çay k. karabiber
500 gr. kıyma
2 kaşık doğranmış maydanoz
1 kaşık doğranmış kişniş (1 ç.k. toz kişniş kullandım)
2 ç. kaşığı doğranmış taze nane yaprağı
55 gr. kırık pirinç (normal pirinç kullandım)

Sos için:
1 büyük domates
1 kaşık zeytinyağı
1 rendelenmiş soğan
1 diş ezilmiş sarmısak
yarım ç.kaşığı biber
1/4 ç.k kimyon
2 kaşık salça
1 kaşık şeker
1 kaşık limon suyu

  1. Dolmalık biberleri ikiye bölelim. Domateslerin kabuklarını soyup yuvarlak yuvarlak dilimleyelim ve bir kenarda bekletelim.
  2. Yağı tencereye koyu kızdıralım. Soğanı kavurduktan sonra, zencefil, sarmısak, tarçın, biberi ve daha sonra kıymayı ilave edelim. Biraz kavurduktan sonra 2,5 ml. su, maydanoz, kişniş, nane ve tuzu ilave edip 20 dakika kadar kısık ateşte pişmeye bırakalım. Pirinci ilave edip 10 dakika daha suyunu çekinceye kadar pişirelim.
  3. Sos için domatesin kabuğunu soyup çekirdeklerini çıkaralım. Domatesi küp küp doğrayalım. Rendelenmiş (1 numaradaki) domateslere ilave edelim. Diğer malzemeleri de ekleyip 125 ml. su ilave edip fırını 180 dereceye ayarlayalım.
  4. Biberleri hazırladığımız içle dolduralım. Üzerine yarım biberi kapatalım. Dilim domates yerleştirip kürdanla tutturalım. Hazırladığımız sosu döküp, biberlerin üzerini alüminyum folyo ile kapatalım. 50 dakika fırında pişirelim. Folyoyu çıkarıp sosdan kaşık kaşık biberlerin üzerine gezdirelim ve tekrar 10 dakika kadar fırınlayalım. Piştiğini kontrol edip fırından çıkaralım.
Afiyet Olsun.

6.5.08

Bademli Un Helvası ve Çarşaf Böreği


Araya biraz zaman girince tariflerin aslına sadık kalmadığımdan olsa gerek nasıl yaptığımı tam olarak hatırlamıyorum. Mesela bu helvada kıvamı tam istediğim gibi tutturamamış ve ilaveler yapmıştım. Margarin kullanmadığım için sıvıyağ oranını artırdım. Şerbetini suyu kaynatarak akçaağaç şurubu ile karıştırarak yaptım. Aşağıya tarifin aslını yazdım.

Tarifi sevgili Nihan'a ait olan çarşaf böreğini ise üst üste birkaç hafta yaptım. Teşekkür ederim sevgili Nihan bu kolay tarif için.

Malzemeler
100 gr. tereyağ
100 gr. margarin
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı badem
3,5 su bardağı un

Şerbeti için
2 su bardağı su
2 su bardağı toz şeker

Bir tencereye sıvı yağı, tereyağı ve margarini koyup, ocağın ateşini yakıyoruz. Yağlar eriyince, içine ortadan ikiye bölünmüş bademleri ve unu ilave ediyoruz. Orta ateşte sürekli karıştırarak kavuruyoruz. Bademler sararıp, unun kokusu gidince, tencereyi ocaktan alıp ara sıra karıştırarak ılıtıyoruz. Üzerine toz şekeri, soğuk suyu koyup, tencereyi tekrar ocağa alıp 5 dk. kadar karıştırarak pişiriyoruz. İlk sıcaklığı çıktıktan sonra kaşıkla ya da elimizde yuvarlayarak şekil verip servis yapıyoruz. Ben bir kısmını buz kalıplarına doldurup kalıp çıkardım. Daha sonra erittiğim sade çikolataya batırırak kürdanla servis ettim.

Kaynak: Oktay Usta ile Çay Saati



Çarşaf böreği

22.4.08

Meyveli Kek

Geçen yıl yapmışım ancak şimdi yayımlayabiliyorum! 50 gr. fındık 100 gr. ceviz 120 gr. kuru incir 80 gr. turunç k. şekerlemesi (sukade) 100 gr. limon k. şekerlemesi 1 kaşık un 75 gr. kuru üzüm 125 gr. un 3 yumurta 150 gr. şeker 1 çay k. kabartma tozu bir fiske tuz, kakule, zencefil, muskat cevizi portakal kabuğu rendesi 1 çay kaşığı vanilya aroması
  1. Ceviz ve fındığı irice robotta çekin. Bir kaba alın.
  2. Robota incirleri, şekerlemeleri ve bir kaşık unu koyup çalıştırın ve bir kaba alın.
  3. Kalan malzemeleri (üzüm hariç) robotta bir dakika çırpın.
  4. Tüm malzemeyi birleştirip karıştırın ve yağlanmış kalıba dökün.
  5. Önceden ısıtılmış fırında 45 dakika pişirin. Kalıbın üzerini alüminyum kağıtla sarıp tekrar 45 dakika kadar pişirin.

13.4.08

Dondurmalı kek ve Soya çimlendirme


Bu tarifte ne yağ ne de kabartma tozu var. Yumurta ile şekerin iyice çırpılmasından elde ettiğimiz hava kabarcıkları kekin kabarmasını sağlıyor. Dondurma ile sunulduğu için de yavan bir tadı olmuyor.

4 yumurta
175 gr. esmer şeker
100 gr. kekun
3 kaşık kakao
5dl. dondurma
Çikolata sosu

23cm çapında ortası delik bir kek kalıbını yağlayın. Yumurta ve şekeri çırpıcı ile iyice koyulaşıncaya kadar çırpın. Eğer el çırpıcısı kullanıyorsanız su dolu bir kabı ocağa koyun ve kaynayan su üzerinde yumurtalarnızı çırpın (benmari).
Elediğiniz unu, kakaoyu karışıma ekleyin ve karıştırın. 180 derecelik önceden ısıttığınız fırında 30 dakika pişirin. Kek soğuduktan sonra kalıptan ızgara üzerine çıkarıp dinlendirin.

Kalıbı yıkayın. İçini streçfolyo (biraz dışarı taşırarak) ile kaplayın. Kekin tabanını tüm olarak 1cm kalınlıkta kesip kenara alın. Keki kalıba oturtup kaşık yardımıyla içini oyun.

Buzluktan dondurmayı çıkarın ve biraz bekletin. Dondurmayı açtığınız boşluğa doldurun. Üzerine kestiğiniz tabanı yerleşitirin.

Kenarlardan sarkan folyoyu kekin üzerini örtecek şekilde hafif bastırarak sarın. Buzlukta iki saat bekletin.

Keki servis tabağına ters çevirerek üzerine istediğiniz herhangi bir sosu gezdirin. Ben bitter çikolata eritip süsledim.

Kaynak: Chocolade


Soya Çimlendirme

Daha önce bildiğiniz gibi değişik tohumlardan çimlendirme yapmıştım. Soya çimlendirmenin diğerlerinden farkı sadece yeşermesini beklemiyoruz beyaz olarak kalıyor.

Gerekli malzemeler: Büyükçe cam kase, lastik, naylon tül (pencere tülü)

3 kaşık soya fasülyesini kaseye koyup üzerine bol su doldurun. Tülü kapatıp lastiği geçirin. 12 saat beklettikten sonra suyu süzdürün. Fasülyeleri iyice durulayıp tekrar süzdürün. Bir kaba ters çevirerek karanlık bir yerde (dolap içi) , oda ısısında 4-5 gün bekletin. Her gün en az iki kez durulayıp suyunu süzdürün. 4-6 gün içinde tüketime hazırdır.
Pencere tülünün temizlik ve sağlık açısından önemi büyük. Tülbent kullanacaksanız eğer sanırım her gün ayrı bir tülbent kullanmanız gerekebilir. Aksi takdirde bakteriler çoğalıp koku yapabilirler. Benim görüşüm bu! Aman ha alimler beni ciddiye almayın bu bir tahmindir sadece!

1.4.08

Ciabatta 2


Bugüne kadar yaptığım en başarılı ciabattam diyebilirim. Süt tozundan mı, yanlışlıkla kullandığım pasta unundan mı bilemiyorum!

1. aşama için malzemeler (ön mayalandırma):

125 gr. organik un
1/2 çay k. pudra şekeri
1/2 çay k. toz maya
1 1/2 dl. ılık su

Bütün malzemeleri bir kapta karıştırıp üzerini kapatıyoruz. Bir gece mayalandırmaya bırakıyoruz. Biraz cıvıkça bir kıvam oluyor. Hamuru karıştırdıktan sonra yanlışlıkla pasta v.s. unu kullandığımı farkettim. Fakat sonuçtan çok memnun kaldım. Bazen yanlışlık yapmak çok işe yarıyor!

2. aşama için malzemeler:

1 kaşık süt tozu
2 kaşık zeytinyağı
375 gr. organik un
1 çay k. tuz
1 çay k. esmer şeker
1 çay kaşığı toz maya
2 1/2 dl. su

Önceden hazırladığımız mayalı hamura, süt tozunu, yağı, tuzu, şekeri, mayayı ve aldığı kadar ılık suyu ilave ederek ele yapışmayacak kıvamda yumuşak bir hamur yoğuruyoruz. Üzerini kapatarak (2 saat kadar) hamur üç katına çıkıncaya değin mayalandırmaya bırakıyoruz.

Fırın tepsisini yağlayıp un ya da mısır unu serpiyoruz. Hamurumuzu ikiye bölüp dikkatlice sündürerek (25 cm) tepsiye yerleştiriyoruz. Ekmeklerin üzerini kapatmadan ılık bir ortamda 45 dakika kadar tekrar mayalanmaya bırakıyoruz.

(45 dakika sonra "Ay canlarııııım ne güzel kabarmışsınız siz öyle.." diye kendi kendime konuşurken kızım:"Anne, sanki çocuklarını seviyormuşsun gibi..." dedi! )

Önceden 200 derecede ısıttığınız fırında 20-25 dakika pişiriyoruz. Izgarada soğuttuktan sonra afiyetle yiyoruz.

18.3.08

Limonlu Hindistancevizli Truffel - Kandil Çiçeği





2007-ağustos tarihli bu tarifimi de bugün yayımlamak kısmetmiş. Bunun gibi daha yayımlamadığım ya da fotoğrafını çekmediğim bir yığın tarif var aslında.
Truffel`ları yukarıda gördüğünüz gibi Güvey feneri (Kaapse bessen, Physalis) denilen bir bitki ile süsledim. Sonia abla sitesinde benim bir zamanlar evimi süsleyen bu bitkiden bahsetmiş. (Makro'da şu anda satılıyor)

Ülkemizde, yabani türünün genellikle güvey feneri olarak adlandırıldığı Physalis, Avrupa ülkelerinde ise sarı fener, kibar fener, gelin feneri, olarak biliniyor. Bu isimleri almasının nedeni ise oldukça çekici bir yapıya sahip olan dış görüntüsüdür. Çiçekleri sarı renkli olan bitkinin meyveleri oldukça gösterişli taç yapraklar içinde (kaliks) yer alıyor. Meyveleri çepeçevre saran kaliks sararıp tül görüntüsünü alarak fener izlenimini veriyor...

Yazının devamı için buraya tıklayın.

Limonlu Truffel

1 1/4 dl. krema
250 gr. beyaz çikolata (ince kıyılmış)
4 kaşık limon kabuğu rendesi
140 gr. hindistan cevizi
(Ben ölçüleri yarıya indirerek yaptım)
  1. Kremayı bir kaba koyup ocakta sürekli karıştırarak kaynayıncaya dek pişirin. Kaynar kaynamaz ocaktan alıp çikolataları ilave edin ve çikolatalar iyice eriyinceye kadar karıştırın. Yarım saat kadar soğumasını bekleyin.
  2. Mikserle pürüzsüz bir kıvam elde edinceye kadar çırpın. 2 çay kaşığı limon kabuğu rendesi ve 40 gr. hindistan cevizi rendesini ilave edin. Streç film (saran) serdiğiniz buzluğunuza uygun bir tepsi üzerine karışımdan birer tatlı kaşığı dökün ve dondurun.
  3. Kalan 2 kaşık limon kabuğu rendesi ve hindistan cevizini karıştırın. Buzluktan çıkardığınız truffelları elinizde yuvarlayın ve limon kabuğu rendesi+hindistan cevizi karışımına bulayın.
Yaklaşık 30 adet.

Kaynak: TIP Culinair

18.2.08

Muzlu Kek

Kızım ve arkadaşları lumpia yaparlarken ben de onlara muzlu kek pişiriyordum. Annemiek'in trene yetişmesi gerekiyordu. Acele ile kekin ara malzemesini de hazırladım ve ben servis etmeden aşağıda görüldüğü gibi düzensizce kesip yemişler. Fakat tadını çok beğenmişler. Annemiek'in fotoğraf makinasıyla akşam akşam çektim. Hazır elime makina geçmişken yaptığım el işlerini de çekmiştim. Onları görmek isterseniz Eli izi'ne bakabilirsiniz.

Muzlu Kek

125 gr. tereyağ
125 ince taneli şeker
2 yumurta
125 gr. kekun
2 muz
pudra şekeri

Ara krema:
50 gr. toz badem
50 gr. pudra şekeri (45 gr. kulandım)
1 muz
yarım limon suyu

Yağ ile şekeri çırpın. Bir yumurtayı kırıp ilave edin ve çırpın. İkinci yumurtayla birlikte bir kaşık un ilave edip çırpmaya devam edin. Kalan unu ve rendelenmiş muzları ilave edip karıştırın.
Keki 18 cm. çapında kalıba döküp 20-25 dakika kadar pişirin. Keki ikiye bölün.
Pudra şekeri ile bademleri ve limon suyunu karıştırın. Soğuttuğunuz kekin üzerine sürün. diğer keki üzerine kapatın. Üzerine pudra şekeri serpipi servis edin (Ertesi güne kalırsa muzlar biraz kararıyor, fakat tadında fazla değişiklik olmuyor).

9.2.08

Çikolatalı Pasta

(Aşağıdaki tarifi aslında geçtiğimiz temmuz ayında yapmışım. Bunun gibi birkaç tane tarif var yayımlayamadığım! Bu arada hala bir fotoğraf makinası almadım!)

Yeni çıkan "helvalı çikolata" nın rağbet görmemesi üzerine ürünü değerlendirmek amacıyla (yutturmak için) yapılmış pasta. İç krema helvalı çikolata ve kremadan oluşuyor. Bunu bir ben bir de eşim biliyordu. Şimdi siz de biliyorsunuz! Aşağıya tarifteki kremanın aslını yazdım fakat o iç kremayı denemedim. Bizim helvalı pasta da iyi yutuldu!


Malzemeler:
150 gr. küp küp kesilmiş tereyağ
150 gr. küçük küçük doğranmış bitter çikolata
200 gr. şeker
200 ml. süt
150 gr. kekun
75 gr. un
1/4 kakao
2 yumurta
pudra şekeri

İç krema:
150 gr. küçük küçük doğranmış beyaz çikolata
60 gr. tuzsuz küp küp kesilmiş tereyağ
1 sarısı-beyazı ayrılmış yumurta
200 ml. sıvı krema

  1. Beyaz çikolatayı su banyosu (benmari) hazırladığınız kapta eritin. Ocaktan alın ve soğumaya bırakın. Yumurta sarısını çırpıp çikolataya ekleyin. Pürüzsüz bir karışım elde edinceye kadar karıştırın. Ayrı kapta kremayı çırpıp çikolataya ilave edin. Yumurta akını çırpıp karışıma yavaş yavaş ilave edin. Karışımı buzdolabına kaldırın.
  2. Bir tencerede, yağ, çikolata, şeker ve sütü ağır ateşte çikolata ve şeker eriyinceye kadar karıştırın. Bir kenarda ılınmaya bırakın. Unları, ve kakaoyu bir kapta karıştırın. Çikolatalı karışıma unları ilave edip karıştırın. Yumurtaları teker teker karışma ilave ederek karışımı iyice çırpın. 22 cm çapındaki kalıba karışımı dökün. 75 dakika (fırınınızın ayarına göre süre değişebilir) 160 derecede önceden ısıtılmış fırında pişirin. Izgarada soğumaya bırakın.
  3. Keki ikiye bölün. Alt keke beyaz kremayı sürün ve üst keki yerleştirin. İki saat buzdolabında bekletin. İsterseniz pudra şekeri serperek servis edin. Ertesi gün daha lezzetli oluyor.
Kaynak: Chocolade Fijnproevers

14.11.07

Son kullanma tarihi geçmiş Sübye ve Cheesecake

Kitapta da yazdığı gibi mevsiminde kavun alınır ve sübye yapılır. Ben ağustos ayında ve gece yarısı yapmışım. Evet hatırlıyorum geç bir saatte kalkışmıştım yapmaya. Kavun çekirdekleri beni epeyce yormuştu. Robotta ezilmesi gerekiyordu. Defalarca robotun kabından boşaltıp süzdürme işlemi yaptım. Çekirdekler "ayrılmayız ayrılmayız kabuklarımızdan!" diyerek direniyorlardı sanki. "Et-tekraru bi ahsen, velev kane yüzseksen" cümlesini hatırlattı. Tekrar etmek 180 kere dahi olsa güzeldir deniyor ama bana fenalık getirmişti tekrar tekrar aynı işlemi yapmak. Robottan çıkarıp havanda ezmiştim daha sonra. "Bir daha sübye falan yapmam!" demiştim. Bir gün; hayır hayır yine bir geceydi dolgun dolgun kavun çekirdeklerine rastlayınca dayanamadım yine yaptım. Tabi işlem süresi kısalmış ve daha kolay olmuştu.


Bisküvi tabanlı cheese cake'lerden pek hoşlanmıyorum aslında. Ama ben bu kekte Italyan cantuccı kullandım ve çok hoş oldu. Cantucci peksimet gibi çok sert bir bisküvi. Robotumu zorladı biraz. Ertesine güne kaldığı zaman bisküvi hamuru yumaşadı. Yumuşayınca hoşuma gitmiyor.
Ben bu tarifi de yapalı epey zaman oldu. O yüzden tam olarak nasıl yaptığımı hatırlayamıyorum. Üst malzemem çok gelmişti ve bisküvi miktarını artırdığımı hatırlıyorum!

Mini krem peynirli kekler

6 adet bisküvi (cantucci kullandım)
50 gr. tereyağ
fiske tarçın
1 limon
1 kaşık mısır nişastası
2 yumurta
100 gr. beyaz şeker
2 kaşık marmelat
1 paket ricotta ya da labne (250 gr.)
1 kutu crem fraiche

Mutfak robotunda bisküvileri kırıntı haline getirin. Yağı eritin. Bisküvi kırıntısına tarçın (cantucci kullanırsanız gerek yok) serpin karıştırın. Yağı ekleyin karıştırın. Muffin kalıplarına kağıt kalıplar yerleştirip birer kaşık bisküvi karışımından paylaştırın. Kaşıkla iyice bastırın. 15 dakika buzdolabında bekletin.
Fırınınızı 175 dereceye ayarlayıp ısıtın. Limonun kabuğunu rendeleyin ve yarım limonun suyunu sıkın. Sıktığınız limon suyunda nişastayı eritin. Bir kapta şekerle yumurtaları çırpın. Nişastayı, limon rendesini, 2 kaşık marmelatı (kayısı kullandım) şekere ekleyip karıştırın. Ricottayı, creme fraicheyi ilave edip karıştırın. Buzdolabından muffin kalıbını çıkarıp karışımı paylaştırın. Fırının orta ızgarasında 30 dakika pişirin. Soğuduktan sonra buzdolabına kaldırın.

1.11.07

Harira

Birazda tuzlu bir yemeğe yer vermek istedim bugün. Harira Faslıların sahurda tercih ettikleri çorba. Nohutla yapıldığı gibi mercimekle de yapılıyormuş. Elime geçen tarifler birbirinden farklı malzemelerle yapılmış. Ben "Marokkaanse Keuken" adlı kitaptan bizim damak zevkimize en uygun olan tarifi seçtim. Tarifi aşağıya olduğu gibi yazıyorum. Fakat ben bu ölçülere sadık kalmadım. Et suyu yerine su, 800 gr. konserve domates yerine iki adet taze domates kullandım. Nohutu da göz kararı kullandım. Pişmeden evvel çorbaya biraz erişte ilave ettim.

500 gr. kuzu pirzola (kemiklerinden ayrılmış)
2 kaşık zeytin yağı
2 küçük soğan
2 diş sarmısak
1 ç.k. kimyon
2 ç.k. kırmızı biber
1 defne yaprağı
3 kaşık taze kişniş (kullanmadım)
2 kaşık salça
1 lt. et suyu
800 gr. konserve domates
850 gr. haşlanmış nohut
3 kaşık maydanoz

Eti küçük küçük doğrayın. Tencereye yağı koyun. Soğanı ve sarmısağı hafifçe kavurun. Eti ilave edip kavurmaya devam edin. Kimyon, defne yaprağı ve biberi ilave edin. Bir iki dakika sonra domates püresini ekleyin. Karıştırıp iki dakika sonra et suyunu ekleyip pişmeye bırakın.

Nohutu, konserve domatesi, maydanozu ilave ettikten sonra kısık ateşte pişirmeye devam edin. Tuz, pulbiber ekleyip ocaktan alın ve kişniş yaprakarı ile servis edin.

16.10.07

Işgınlı Tart 2


Mayıs ayında yaptığım ışgınlı tartı ancak bugüne yayımlayabildim. Piyasada ışgın kaldı mı acaba bilemiyorum ama geçen ay organik ürünler satan bir yerde görmüştüm. Ablam çok sevmişti ışgını.

Hamuru:
300 gr. un
180 gr. tereyağı
150 gr. esmer şeker (beyaz şeker kullandım)
1 çırpılmış yumurta
Limon kabuğu rendesi
Bir fiske tuz

İç:
2 adet ışgın
1 elma
Bir avuç üzüm
60 gr. şeker

Un, yağ, şeker, yumurtanın yarısı, limon kabuğu rendesi ve tuzu bir kapta yoğurun. Hamuru poşete koyup buzdolabına kaldırın.
Işgınları ve elmayı doğrayın. Üzüm ve şekeri katıp karıştırın. Fırını 180 dereceye getirin.
Hamuru buzdolabından alın ve kalıbınıza (24 cm.) yerleştirin (hamurdan biraz üzeri için ayırın). İç malzemesini hamurun üzerine yayın. Kalan hamurdan şeritler yaparak ya da kalıplarla keserek ışgınlı karışımın üzerine yerleştirin. Üzerlerine yumurta sürüp fırında pişirin.

8.10.07

Leblebili hurmalı bonbon


Leblebi ile üzümün birbirine yakıştığını sanırım bilmeyen yoktur. Ben de bu fikirden yola çıkarak leblebi ile üzümü çikolata ile tanıştırmaya karar vermiştim. Ancak evdeki hesap çarşıyı tutmadı. Bizim bakkalda (dolapta) üzüm var sanıyordum ne zaman tüketilmiş hiç farketmemişim. İşe kalkıştık bir kere. Yapılacak bu bonbon. Üzüm olmazsa başka biriyle tanıştırırız. Bakkalda kabuğu soyulmuş yumuşacık hurmalar buldum. Artık hurma ile leblebi arkadaş olacaklar çare yok. Biraz beyaz, çoğunluk olarak bitter çikolataları erittim, ılınmaya bıraktım. Hurmaları incecik doğrayıp kakule serptim. Başka ne yapmıştım hatırlamıyorum çok oldu bu tarifi yapalı. Kalpli plastik buz kalıbına biraz çikolata döktüm. İkişer tane leblebi yerleştirdim. Hurmaları yerleştirdim. Tekrar çikolata döktüm. Yaprak bademlerden üzerlerine dökerek elimle bastırdım. Buzdolabına yerleştirdim. Donduktan sonra kalıptan çıkardım.

2.10.07

Peyniraltı suyu ile kılçıksız buğdaydan ekmek

Daha önceki yaptığım ekmeğin fotoğrafı.

Peynir altı suyundan mı yoksa undan mı kaynaklı bilmiyorum bu ekmeğim uzun süre dayandı.

Buğday, insan yaşamını ekonomik ve kültürel olarak etkilerken, insan da buğdayın evrimini etkilemiştir. İlk tarım köylerinde ekilen iki çeşit buğday vardı: Siyez (Triticum monococcum) ve gernik (Triticum dicoccum). Bunlar, yabani atalarına göre biraz daha iri taneli ama yine yabaniler gibi kavuzlu (taneyi sıkıca saran örtü) ve başağı taşıyan sapları yarı kırılgan yapıda türlerdi. Daha sonraki dönemlerde ise iri taneli, uzun boylu ve kavuzsuz, bu nedenle işlemesi çok daha kolay iki tür ortaya çıktı: Makarnalık buğday (Triticum durum) ve ekmeklik buğday (Triticum aestivum).
Buğdayın geçirdiği bu genetik ve fiziksel değişiklikler, insanların kendi işlerine yarayan özellikteki buğdayları seçerek bir sonraki yıl ekmek üzere ayırmaları ile başlayıp zaman içinde birikerek oluşan seçilim baskısının sonucudur. Bugün tüm dünyada ekimi yaygın olarak yapılan yalnız bu iki türdür. Türkiye’nin bazı yüksek bölgelerinde ise çok kısıtlı miktarda da olsa, çoğunlukla hayvan yemi olarak siyez ve gernik tarımına rastlanmaktadır. Dünyanın başka bölgelerinde de yöresel iklim ve toprak koşullarına uygun, kısıtlı miktarda üretimi yapılan başka buğday türleri ya da alttürleri mevcuttur. Ayrıca, Avrupa’daki spelt buğdayı gibi (Triticum spelta) geçmişte çok yaygın olarak ekilirken sonradan makarnalık ve ekmeklik buğdaylar ile yeri değiştirilen ve kaybolan buğday türleri de vardır. Yazının tamamı
burada.


Kızılca/Kılçıksız/Kaplıca Buğdayı

http://www.lentzspelt.com/spelthealthy.html

Wikipedia


Peynir

4 dl tam yağlı süt,1 dl yoğurt
tuz, 2 çay kaşığı limon suyu

Sütü tencereye koyup kaynamaya bırakın. Yoğurdu tuz ve limonla karıştırın. Süt kaynayınca yoğurtlu karışımı katın. Süt kesilince fazla karıştırmayın. 7-10 dakika kaynatın. Temiz bir tülbentten süzün. Süzdürdüğünüz suyu dökmeyin. Ekmek yapımında ya da başka şekilde değerlendirilebilir.


Ekmek
225 gr. kılçıksız buğday unu (spelt)
250gr. kepekli un
1 kaşık şeker
tuz
2,5 çay kaşığı instant maya
2 kaşık ayçiçek yağı
aldığı kadar peynir altı suyu
Keten tohumu, haşhaş, susam

Unları, tuzu, şekeri, mayayı bir kapta karıştırın. Yağı ve yettiği kadar ılık peynir altı suyunu ilave ederek ele yapışmayan bir hamur yoğurun. Hamuru beş dakika kadar yoğurmaya devam edin. Üzerini örterek iki katı olana kadar mayalandırın. Tekrar hamuru bir iki yoğurup pişireceğiniz kabı yağlayıp üzerine koyun 20 dakika daha bekletin. Hamur iki katına çıkmışsa üzerini elinizle ıslatıp keten tohumu, haşhaş, susam serpin. Önceden ısıttığınız 200 derecelik fırında kızarıncaya kadar pişirin.

Ben hamuru dökme tencereye yerleştirip fırında pişirdim.


27.9.07

Kabak Çorbası


Oğlum çok yemek seçer. Peyniri tost harici asla ağzına almaz. Çorbayı içerken sordu bu ne çorbası diye. Ben de sütlü çorba dedim. "Hmm...Güzel olmuş, hiç tadı yok" dedi!

Tadı yok=Sade=Nötr=Oğlumun damak zevkine hitab eden tat

Onu bunu katıp karıştırmadığım ve fazla baharat çeşidi kullanmadığım, sade bir çorba olduğu için sanırım hiç tadı yok dedi!

1 kabak
1 soğan
1 diş sarmısak
1 y.k. sıvı yağ
1 y.k tereyağ
2 büyük patates
tuz, karabiber
et suyu (su kullandım)
3 kaşık kadar krem peynir

Soğanı küp küp doğrayın, yağları eritin soğanları hafif pembeleşinceye kadar kavurun. Küp küp doğranmış kabak ve patatesleri ilave edip birkaç dakika daha kavurun. Su ya da et suyunu ilave edin kaynamaya bırakın. Tuzu ve baharatlarını ekleyin. Pişince ocaktan alın krem peynir ekleyin ve el mikseri ile püre haline getirin.

Ben ikinci kez yapışımda havuç ve maydanoz sapları ilave etmiştim o da güzel oldu.

20.9.07

Portakallı Çikolatalı Muffin


1 portakal kabuğu rendesi
250 gr. un
1 paket kabartma tozu
125 gr. şeker
2 yumurta
250 ml. süt
125 gr. eritilmiş tereyağ
100 gr. iri kıyılmış çikolata parçaları

  • Fırını 210 dereceye ayarlayalım.
  • Unu, kabartma tozunu, ve şekeri karıştıralım.
  • Başka bir kapta yumurtaları, sütü ve yağı çırpıp unlu karışıma ekleyelim.
  • Portakal kabuklarını ve çikolata parçalarını da ilave edip karıştıralım (fazla karıştırmayın, kek lastik gibi olur).
  • Karışımın dörtte üçünü kağıt muffin kalıplarına dökelim.
  • Muffinleri fırına yerleştirdikten 5 dakika sonra fırının ayarını 180 dereceye indirelim.
  • Piştiğine emin olduğunuzda fırından çıkaralım.
Kaynak: Elle dergisi

19.9.07

Tohum Çimlendirme



Bundan bir yıl kadar önce sevgili Fethiye maş fasülyesini çimlendirmişti. Ben tere ve roka filizini ferahlık verdiği için çok seviyorum. Bir gün mutlaka evde kendim yapacağım bu çimlendirme işini diyeli bir yıldan fazla olmuş! En sonunda tohumları biyolojik ürünler satan bir markette bulabildim. Daha sonra Özgül ablanın da sitesinde görünce iştaha geldim ve başarıyla sonuçlanınca çok sevindim. Yazın yeğenimi sivrisineklerden korumak için pencerelere taktığımız plastik sineklikten artan tül parçalarını atmamıştım. Tohum paketinin üzerinde gerekli olan malzemelerin içinde plastik sineklik yazdığını görünce gülümsedim. Böyle bir amaç için kullanacağım aklımın köşesinden bile geçmezdi. Temizlik açısından aslında bu iş için tülbentten daha uygun malzeme bence.

Çimlenmiş tohumları ekmek arasında, salatalarda, süsleme olarak, soslarda, omlet veya pankeklerde kullanabilirsiniz.

Ne lazım?

Büyükçe bir cam kavanoz (ben salata kasesini kullandım), lastik, tül ya da tülbent bir de çimlendirmek istediğiniz tohum. Tohumlarınızın taneleri çok küçükse sık dokunmuş tül tercih etmek lazım.
Bir yemek kaşığı tohumdan epey çıkıyor. Tohumlar çimlendikten sonra fazla bekletmeyin. Mümkünse iki gün içinde tüketin. Ben içinde yonca, mercimek, çemenotu ve çin turp'u bulunan paketten satın almıştım.

Kaseye 1 kaşık tohum koyup üzerine bol su doldurun. Tülü üzerine örtüp lastiği geçirin. Karanlık bir yere yerleştirin (dolap içi olabilir) ki kendilerini toprak altında sansınlar. Altı saat sonra suyu döküp durulayın. Bir başka kabın üstüne ters çevirin tekrar karanlık bir yere kaldırın. Günde iki defa su doldurup çalkalayın. Suyunu süzdürün. Tohumların çeşidine göre çimlenme süresi 3 ile 5 gün arasında değişiklik gösterebilir. En son gün tohumları gün ışığına çıkarıp aynı işlemi yapın. Son gün tohumlar gün ışığını görünce uyanma zamanı gelmiş artık diyerek canlanırlar. Işığa kavuşmanın sevinciyle allanıp pullanırlar. Ertesi gün yeşermiş filizleri artık kullanma zamanı gelmiştir.

12.9.07

Dökme Tencere Ve Ekmek Pişirmek

Dökme tencerede kızartma ve ekmek daha güzel oluyormuş diye duymuştum. Ne zamandan beri bir dökme tencere almak istiyordum. Geçenlerde aldım fakat kullanım kılavuzu yoktu yanında. İnternette araştırma yaptım ve aşağıda yazdığım bilgilere eriştim. Tencere çok ağır benim bileklerim bu tencereyi kaldırmaya hiç müsait değiller! Ne kadar kullanabileceğim bilemiyorum. Fakat ilk olarak ekmek pişirdim ve harika oldu.

Dökme tencere ilk alındığında daha iyi sonuçlar elde edilebilmesi için bazı işlemlerden geçmeli. Tencereler mağazalarda paslanmaması için koruma maddesi ile kaplanıyormuş. İlk önce bu maddenin giderilmesi gerekiyor. Bir sünger ve bulaşık deterjanı ile tencereyi yıkayın ve kurulayın. Fırını 150 dereceye ayarlayın. Izgarasına alüminyum folyo serin. Tencereyi içi aşağıya gelecek şekilde fırına yerleştirin (kapağı varsa onu da yanına koyabilirsiniz). Yarım saat bekletin. Tencereyi çevirip onbeş dakika daha bekletin. Fırından çıkarıp kurulayın. Tencerenin içini ve dışını hindistancevizi yağıyla yağlayın. Yağlı bir et parçası ile de yapılabileceği yazıyor fakat kokusu pek hoş olmayabilir. Diğer sıvı yağlar da kullanılabilirmiş fakat en iyi gözenek kapatıcı olarak yine hindistancevizi yağı öneriliyor.
Tencereyi kağıtla silip tekrar yağlayın ve tekrar fırına koyup bir saat pişirin. Fırını kapatıp tencereyi içinde soğumaya bırakın. Tencere artık kullanıma hazırdır.

Püf noktaları

Tencereyi birden bire yüksek ısıya tabi tutmayın. Yavaş yavaş ısınmasını ve yavaş yavaş soğumasını sağlayın.
Kullanmadan önce hindistancevizi ile yağlayıp silin daha sonra hangi yağı kullanacaksanız onunla yemeğinizi pişirin.
Kullanım sonrası tencerenin içinde yemek bekletmeyin.
Tencereyi kullandıktan sonra hemen sıcak suyla yıkayın ve kurulayın. Daha sonra yağlayıp kaldırın.
Tencereyi kısık ateşte ocakta da kurutabilirsiniz.
Bulaşık makinasında yıkamayın.
Eğer tencereyi uzun süre kullanmayacaksanız kapağını aralıklı bırakın.

Artık ekmeğimin tarifini vermeye geldi sıra. Bu ekmeği içinde taze otlar kullandığım için oğlumun yemeyeceğini düşünmüştüm. Ekmeği gece geç bir vakitte pişirmeme rağmen oğlum yarısını yedi ve; "anne bu ekmek italyan pizzası gibi kokuyor" dedi.


Otlu Ekmek

4 fincan (4x220 ml) un (kepekli kullandım)
1 kaşık instant maya
1 kaşık tuz
bir kase taze adaçayı, biberiye ve kekik karışımı (doğranmış)
3 kaşık zeytinyağı
400 ml su
  1. Un, maya ve otları karıştırın. Su, ve yağı una ilave edin. Karışımı elastik bir kıvam elde edene kadar yoğurun. Ben mikserle 5-6 dakika yoğurdum.
  2. Yağladığınız bir tepsiye hamuru yerleştirin ve üzerini kapatın. Hamur iki katına çıkıncaya kadar bekletin. Hamuru elinizle alt-üst edip pişireceğiniz kaba yerleştirin. Ben içine yağlı kağıt koyduğum dökme tencereye yerleştirdim. Bir iki damla zeytinyağı ile üzerini yağlayın ve yarım saat daha dinlendirin. İsterseniz üzerine deniz tuzu ve biber serpebilirsiniz.
  3. Fırınınızı 200 deceye ayarlayın ve ekmeğinizi 30 dakika ya da iyice kızarana kadar pişirin.

6.9.07

Sıradaki Tarifler

Arşivde bekleyen tarifler. Bazılarını nasıl yapmıştım iyice düşünmem lazım! Bazı denemelerimin de fotoğraflarını bulamadım! Bu arada mikrodalga fırınım da bozuldu. Onu ne kadar çok kullandığımızı kaybedince anladık! Eşyanın esiri olmuşuz. Hayatımıza nasıl da sessizce giriverdiler. Onsuz birdenbire ne yapacağımızı şaşırdık. Her yok olanın ardından biraz üzülür daha sonra da her zaman olduğu gibi hayatın bize sunduklarına alışır gideriz. Ben bu kez üzülmedim. Kaybettiğim ve yerine bir yenisini koyamayacağım değerler varken bir eşyanın yokluğu beni ne kadar üzebilir, ne kadar yaralayabilir. Bakın fotoğraf makinam olmadan da günlüğümü sürdürebiliyorum. Oğlumun cep telefonu olduğu sürece tabi!



















4.9.07

Rezene Salatası

Rezene Salatası 
 2 portakal 2 kök rezene 2 küçük kırmızı soğan 100 gr. siyah zeytin tuz, biber 1-2 kaşık limon suyu 2-4 kaşık zeytinyağı Portakalları soyup ince ince dilimleyin, salata tabağına dizin. Rezeneyi de aynı şekilde dilim dilim doğrayıp dizin. Halka halka kestiğiniz soğanları da rezenelerin üzerine dizin. Tuz, biberi serpin. Son olarak limon suyu ve zeytinyağı gezdirin.

27.8.07

Kandil Simidi

Beraat Kandilimiz Mübarek Olsun 

 1 paket tereyağ 
 1 çay bardağı sıvı yağ
 1 çay bardağı yoğurt
 ½ çay bardağı şeker
1 yumurta sarısı (akı üzeri için) 
1 tatlı k. kabartma tozu 
biraz tuz
aldığı kadar un 
susam 

Un ile yağ birbirine iyice yedirilir. Diğer malzemelerin hepsi karıştırılıp yumuşak bir hamur elde edinceye kadar yoğrulur. Hamurdan parçalar koparıp simit şekli verilir. Simit önce yumurta akına, sonra susama batırılıp (yağlanmış ya da yağlı kağıt üzerine) tepsiye dizilir. Fırında pişirilir. 


Daha önce verdiğim bir tarif. Kandil nedeniyle tekrar yayımladım.